Daha önceleri kanun hazırlığı yapan İç İşleri Bakanlığı trafik suçları ve trafik mağandalarıyla ilgili bir dizi karar açıklamıştı. Çok ciddi kararlar. Alkollü araba kullananları polis yakalarsa yüksek para cezası ve ehliyete altı ay el konulacak. Trafik Kazasıyla kişinin ölümüne yol açarsanız yedi yıldan başlayıp 10 yıl hapis yatacaksınız.

Alkollü araç kullananlara, dirift atanlara, yol kesen trafik Magandaları, karşısındaki sürücülere ve araçlarına zarar verenlere Polisin ve Adaletin verdiği cezalara tam destek veriyorum…

       Ülkemizde, Alkol, uyuşturucu, şans ve kumar oyunlarının 1lkokul ve 15 yaşlarına inmesi gerçekten hepimize acı veriyor. Alkol ve uyuşturucunun tesiri altında meydana gelen ölümlü trafik kazalarına gereken ceza iki katına çıkartılarak fazlasıyla uygulansın ancak bazen bir anlık dikkatsizliğiniz yüzünden ölümlü kazaya karışabiliyorsunuz. İşte bu tür olaylarında diğerlerinden ayrılarak cezalar verilmelidir…

       Bakınız önemli bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Son birkaç haftada son Eylül ayında kaç tane ölümlü trafik kazası oldu. Alkolün ve süratin başrolde olduğu görüldü. Suçların da ağır olmasına rağmen insanlarımız, sürücülerimiz akıllanmıyor. Kanunları ve suçların ağır olmasını kimse takmıyor…

       Kendisiyle görüştüğüm, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye de yolların en son kalitede olduğu ve meydana gelen kazaların sürücü hataları ve aşırı hızdan meydana geldiğini söylüyor. İç İşleri Bakanlığı ve İllerin Emniyet Müdürleri ise Şehir içlerinde her noktada kamera sistemi ile trafiğin ve suçluların kontrolleri yapıldığını belirtiyor ama ne suçlunun nede suç işleyenin ardı arkası kesilmiyor…

       İnsanlar alkol alacak ama direksiyon başına geçmeyecekler. Binecek taksiye evine gidecek. Bunu bir eğitim haline getirmemiz gerekir. Polis, insanları uyuşturucudan ve alkolden uzak durmaları için sık sık toplantılar yapması şarttır. Bu toplantılar uyarıcı ve insanların olanlardan ders çıkarmalarına yardımcı olacaktır…

       Yollarda meydana gelen kazlar ve hayatlarını kaybedenlere baktığımızda ya alkollü araç kullanıyor veya da aşırı hız ve dikkatsizlik yüzünden meydana gelen kazlar, hayatlar kayboluyor. Engelli bireyler kalıyor, birde meydana gelen milyonlarca liralık milli servetler. Yazık değil mi?

       Yaz ayların son günlerinde meydana gelen kazlarda süratten kaç kişi öldü buna rağmen insanlar aşırı hızlı sürmeye devam ediyor. “Be Adam nereye yetişeceksin. Be adam nedir bu sürat. Hayırdır ille ki hızlı süreceksen yarış pistlerine git sürat denemesini orada yap!”

DAHA FAZLA POLİS KONTROLÜ ŞART DİYORUZ AMA!

       Her yere polis dikmeniz mümkün değil ama kritik noktalara polisi kontrolleri lazım. Bizim insanımız ancak bu kontrollerden ve polisi görmekten herhalde hoşlanıyor...

       Cuma, Cumartesi ve Pazar geceleri yeme içme bölgelerinin çıkışlarında polisi kontrollerinin sıklaştırılması bazı kazaları önleyeceği gibi caydırıcılıkta olacaktır. Gündüzleri polisleri sokaklarda görüyoruz. Telefonla konuşanı hemen yazıyorlar ama gece de yollarda polis olmalı. Asıl film geceleri dönüyor. Alkollü ve süratli araba sürenler geceleri yollarda fink atıyor. Kritik noktalarda polis kontrolü olmalıdır…

       Bu yazdığım ülkelerde uzun süreli bulundum. Amerika’da, Avustralya da, Avrupa ülkelerinde insanlar polisi gördükleri zaman korkudan ne yapacaklarını şaşırıyor. Türkiye de ne kanunlardan ne Polis’ten korkan yoktur. Türk Polisi insanlara çok daha iyi saygılı davranıyor. İnsanlar hur ve güveni için geceli gündüzlü çalışıyor. İnsanlar da Polise ve kanunlara saygılı olması gerekmez mi?