Kiralık konutlara yüksek kiraların istenmesi ve insanların Konut Yapı Kooperatifleri vartasıyla ev sahibi olmaya çalışan, büyük hayallerle üye oldukları Kooperatiflerde bazı uyanık müteahhitlerin naylon üyeler peydahlayarak üyelerin ellerinden yok pahasına alınan üyelilerle Konut yapılacak alanlara büyük AVM inşaatları başlatması üyeler tarafından tepkiyle karşılandı. Sanayi Ticaret Bakanlığı tarafından denetlenmesi gereken Konut Yapı Kooperatifleri’nin denetlenmemesi sonucu uyanık müteahhitlerin insafına mı bırakılıyor?
Başta ben ve benim gibi birçok insanın, Türkiye'de konut sahibi olma hayali, pek çok vatandaş için uzun yıllar süren bir mücadele anlamına geliyor. Bu mücadelede sıkça başvurulan bir yöntem ise konut yapı kooperatifleri. Ancak, 1990’lı yıllardan bu güne bu kooperatiflerin faaliyetleri ve sonuçları, birçok insanı mağdur etti. Binlerce vatandaş, yıllarca biriktirdiği parayı kooperatiflere yatırarak ev sahibi olmayı hayal etti, fakat pek çoğu ne evlerine kavuşabildi ne de yatırımlarını geri alabilme şansını yakalayabildi. Ödedikleri paralar, yatırdıkları aidatlar, pul oldu. Bu boşlukları gören bazı mücahitlerin iştahını kabartarak, yapı konut kooperatifin üzerine çullanarak yok pahasına bu kıymetli arsalara çökmeye başlıyor. Parası olan yoksulu ezmesi mi gerekiyor. Bu insanlara karşı kanunlar neden devreye girmiyor…
Bu arada dürüst çalışan, usulsüzlük ve yolsuzluk yapmayan, kooperatif üyelerini ev sahibi yapmak için, kendisine görev edinen, var gücüyle hizmet eden kooperatiflerin fedakâr, dürüst yöneticilerini tamamen tenzih ederim…
Konut yapı kooperatiflerinin yönetim ve denetim süreçlerindeki yetersizlikler, kanuni boşluklar Devlet denetim mekanizmasının çok yüzeysel olması birçok vatandaşın mağdur olmasına neden oluyor. Kooperatif kanunları çok yetersiz, kooperatif ile ilgili bir arama yapsanız binlerce mağdur görürsünüz, Bu mağduriyetlerin çözümü için yapılacak olan TBMM Araştırması, öncelikle bu süreçlerde yaşanan sorunların kökenine inmeli ve alınacak yasal ve idari önlemlerle gelecekte benzer mağduriyetlerin yaşanmasını önlemelidir. Kanunlar mağdurların yanında olmalıdır…
1- “Yönetim Sorunları” Kooperatiflerin yönetiminde sıkça karşılaşılan yetersizlikler ve şeffaflık eksiklikleri, üyelerin güvenini sarsıyor. Projelerin ilerlemesi konusunda belirsizlikler oluşabiliyor.
2- “Finansal Zorluklar” Ekonomik dalgalanmalar, inşaat maliyetlerinin artmasına yol açarak projelerin tamamlanmasını zorlaştırıyor. Bu da vatandaşların yatırımlarının geri dönüşünü geciktiriyor.
3- “Hukuki Problemler” Kooperatifler arasında yaşanan anlaşmazlıklar, mahkeme süreçleri ve yasal mücadeleler, mağduriyetleri artırıyor.
4- “Sosyal Etkiler” Yatırımlarını kaybeden vatandaşlar, maddi kayıpların yanı sıra psikolojik olarak da etkileniyor. Birçok insan, yıllarca süren tasarruflarının sonucunda ev sahibi olma hayallerinin suya düştüğünü düşünüyor…
Gazeteci ve Köşe Yazarı Dostum Müjdat Çobanoğlu’nun yaşadığı bu olayı bana anlattığında, kendisine sordum “Neden sesiz kalıyorsun. Müjdat Çobanoğlu; “Ben yaşadım ama sesiz kalmayacağım. Tüm Kooperatif mağdurlarının sesi olacağım gittiği yere kadar da götüreceğim.” Diyor…
Müjdat Çobanoğlu: Biz de bir kooperatif mağduru olarak, 1993 yılında ev sahibi olma hayali ile üye olduğum iki - üç ev parası maliyeti olan tüm ödemelerini ödediğim belgeleri elimde olduğu halde maalesef bu güne kadar ne ev alabildik ne de ödediğim parayı. Sonuç olarak otuz yıl önce ‘insan hayatı kaç yıl ki’ yerleşim yerine uzak olan arsa bugün çok değerli bir yer oldu. Buradan gözünü rant ve hırs bürümüş kişiler, üyeleri korkutarak, bezdirerek bir şekilde hisseleri yok pahasına alarak Yönetimi kendi aralarında yandaşları ile ele geçirip Konut Yapı Kooperatifi adı altında Ülkemizin son zamanlarının en çok gelir getiren ‘rantiyesi’ AVM ve REZİDANS hali aldı… Bu sorunların çözümü için daha iyi bir düzenleme, şeffaflık ve üyelerin haklarının korunması konusunda etkin mekanizmaların oluşturulması çok büyük önem taşıyor…
Konut yapı kooperatifleri, birçok insanın ev sahibi olma hayalini gerçekleştirmek için bir araç olabilecekken, mevcut durumuyla pek çok kişiyi mağdur etmiştir. Bu sorunların çözülmesi, yalnızca bireysel mağduriyetleri gidermekle kalmayacak; aynı zamanda toplumda güvenin yeniden tesis edilmesine ve daha sağlıklı bir konut piyasasının oluşmasına da katkı sağlayacaktır. Artık, bu sorunlara duyarsız kalmamak ve sesimizi yükseltmek zamanı gelmiş ve geçiyor… Her platformda, TBMM, Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ilk akla gelmekle birlikte Devletimiz vatandaşının hakkını; birikimlerini heba edenlere karşı haklarını savunmada, kanunlarla, denetimlerle Vatandaşını korumak Devletin Temel Görevidir. Her birey, yatırımlarının karşılığını almayı ve hayallerini gerçekleştirmeyi hak ediyor.” Diye, Çobanoğlu, bu büyük sorunu dile getiriyor…