Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin İzmir ve Manisa İl Kongreleri'ne katıldı. Kongrede önemli mesajlar verdi. İzmir ve Manisa Kongrelerinde, muhalefete seslenen Erdoğan: “En büyük zararı Atatürkçülüğü ve Kemalizmi kimseye bırakmayan bu mirasyedi tayfa vermektedir…”
“Görevlerini yapmaktan aciz yönetimlerin başarısızlıklarını Atatürkçülük maskesiyle, çağdaşlık perdesiyle gizlemeye çalışması ayrı bir hastalık. Gazi'nin emaneti olan Cumhuriyet'e en büyük zararı, sorsanız Atatürkçülüğü ve Kemalizmi kimseye bırakmayan işte bu mirasyedi tayfa vermektedir” diye konuştu...
Turizmi baltalayan, can alan otel kâbusları!
Türkiye’nin birçok bölgesi 1. Derece Deprem Bölgesi, yer altı fokur fokur kaynıyor. Büyüklü küçüklü depremler devam ediyor. Konutların, İşyerleri, fabrikalar, özellikle de misafir ağırlayacakları otellerin yapılarında, yapıldıktan sonra verilecek oturum raporlarında gerekli hassasiyetlerin gösterilmesi, hiçbir nedenle, müsamaha gösterilmeden eksikliklerine göz yumulmadan, sağlamlık, yangına karşı yapıların göz önünde bulundurularak oturma raporlarının verilmelidir…
Ülkemiz otel yangınlarından ve Depremlerden otel kâbusundan çok çekti. ‘Asrın felaketi’ diye nitelenen 6 Şubat depreminde yitirilen canların acısını unutmadık. On binlerce insanın yaralarının sarılmasına devam ediliyor. Türkiye Devleti bir seferberlik ruhu içinde, herkesin elini taşın altına koyarak, gece gündüz çalışması sonucu Vatandaşlarının konut sorunlarını yapma ve yaraları sarmaya büyük bir çaba harcayarak, mesafe kat etti…
Devlet bu konuda önemli bir sınav verdi. Aynı sınavda hizmet vermeye devam ediyor. Yapı kontrollerinde yapılan sorumsuzluk ve para hırsının öne geçtiğini görüyoruz. Depremde tuzla buz olan, toprak yığınına dönüşen nice binalar yanında, sağlam ve dimdik ayakta kalan binaların olduğunu da gördük. Çünkü onlar hileye hurdaya kaçmamışlardı…
Ancak bazı Otel ve benzeri binalar, sarsıntıda kum yığınına dönmüşlerdi. Demek ki ortada büyük bir ihmalkârlık, kontrolsüzlük var. İnsan canı bu kadar ucuz olabilir miydi?
Bolu Kartalkaya da bir otel faciasında yaşananları gördük.
Sömestr tatilinde çocuklarına karne hediyesi vermek istediler.
Anne ve Babaların çocuklarıyla birlikte geçirmek istedikleri tatil kâbusa döndü. Geceliği 1000 Dolarlık bu otelde meydana gelen yangın felaketinde 36’sı çocuk olmak üzere ölü sayısı 78’e ulaştı. Küçük çocuklardan anne-babalara, torunlardan gelinlere, damatlara birçok aile yok oldu…
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de meydana gelen yangında hayatını kaybedenler toprağa verilirken,
Adalet yakalarına yapışıyor ama yine aynı şeyler yaşanıyor. Narin olayında olduğu gibi “BİLMİYORUM” bu yeni ifade şekli oldu...
Bir otel yangınında bu kadar canın gitmesinin tek nedeni ihmal ve sorumsuzluk! Gerekli güvenlik tedbirlerini almaksızın, sadece para hırsı ve daha fazla kazanç! Dünya devi olarak görünen, her türlü imkânlara sahip olduğu söylenen ABD’de bir haftayı aşan orman yangınları ve Kentleri, evleri, arabaları yangınlardan yok oldu. Bu yangınlarda seyirci kalmaktan başka ellerinden bir şey gelemedi.
Binlerce ev yanıp kül olmasına rağmen Bolu otel yangınında bu kadar can kaybı olmamıştı…
Bolu Kartalkaya da geceliği 1000 Dolar olan ve eksikliklerin birbirini kovaladığı otelde vicdan değil, cüzdan ağır basmış…
Türkiye de sadece denetimsizlik var. Bu Turistik Otellerde bir defa verilen raporlar bir daha kontrol edilmiyor. İnsan hayatları hiçe sayılıyor. Otelin eksiği varsa, o raporu almak için demek oluyor ki rüşvet (para) müessesi çalışıyor. Cezai işlemler az olunca herkes yaptığınla kalıyor. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalıdır…