Şimdiki Çocuklarımız bilmez ama 40 -50 yaş üzerindeki hepimiz çok iyi biliriz. Hatta çocukluğumuzda sokakta oynarken, aileler gibi çocuklarda postacıların gelmesini kapılarını zilini ve kapıdaki tokmağı vurarak bağırırdı “Posta” diye. Gurbette bulunan yakınlarından acı ve güzel haberleri postadan gelecek bir mektup, telgraf ile haberleşirdik. Bayramlarda gelen tebrik kartı postalarını dört gözle beklerdik…
O yıllarda yüz evden birinde telefon bağlıydı. Gurbetteki yakınlarımızla acil haberleşmememiz gerektiğinde ise O acil görüşmeler için aileler postahanelere gider telefon yazdırarak saatlerce o yakınıyla görüşmek ve o telefondan gelecek “Alo” sesini beklerdik…
Şimdi ki yıllarda ise çağ atlamak dediğimiz o deyimle önce bazılarında çağrı cihazı hayatımıza vardı. Acil durumlarda o cihazlara mesajlar bırakılırdı. Gerçekten çağ atladığımız cep telefonlarını çığır açtığı piyasaya bir anda yayıldığı, Küçücük çocuklarda bile ailelerinin alıp çocuklarına verdiği cep telefonu ve hayatımıza giren internet…
Evet, internet dedim. Dünyanın neresinde, hangi ülkesinde olan bir yakını ve birisiyle hem sesli, hemde görüntülü anında görüşebiliyor. İşte çağ atlamak bumuydu?
Yoksa Yediden, yetmiş yediye herkesi bağımlı hale getiren telefon mu? Elimizden düşürmediğimiz o cep telefonları ve yeni bağımlılıklar oluşturmaya başlaması…
Bizler her zaman Atalarımızdan, Anne ve Babalarımızdan öğrendiğimiz bizim gibi sosyal bağların güçlü olduğu Türk toplumlarında, iletişim ve haberleşme her zaman büyük önem taşımıştır. Geleneksel sohbetlerin, kahve eşliğinde yapılan uzun muhabbetlerin yerini artık dijital platformlarda geçirilen zaman alıyor. Ancak bu dijitalleşme sürecinde, Türkiye de öncelikler genlerimizde, Çocuklarımızda öne çıkan ve adeta bir kültürel fenomen haline gelen bir mecra var: Facebook ve İnstagram, WhatsApp!
Facebook, İnstagram, WhatsApp, bizim için yalnızca bir sosyal medya platformu değil, aynı zamanda bir haberleşme ve etkileşim merkezi. Aile üyelerinin günlük yaşamından haberdar olmak, komşularla iletişim kurmak ya da bir etkinliği duyurmak için ilk durak genellikle Facebook oluyor. Özellikle yaşça büyük kesimler arasında, Facebook’un diğer sosyal medya platformlarına kıyasla daha popüler olması dikkat çekici. Gençler farklı platformlara yönelse de, Facebook’un birincil iletişim aracı olma rolü hâlâ devam etmekte olduğu görülüyor…
Bu platform, sadece bireysel iletişimde değil, aynı zamanda toplumsal meselelerde de önemli bir rol oynuyor. Yerel olaylar, siyasi tartışmalar, Ölüm ve hatta düğün duyuruları bile Facebook, İnstagram, WhatsApp, üzerinden yapılıyor. Acılı günlerimiz veya neşeli günlerimizi de buralardan paylaşıyoruz. Özellikle kriz anlarında, Facebook grupları ve paylaşımları, bilgiye hızlı erişim sağlamak için birer köprü görevi görüyor. Örneğin, bir bölgede elektrik kesintisi mi oldu? Cevabı Facebook’taki bir grup ya da sayfada bulmanız içten bile değil…
Ancak, bu kadar geniş kullanım alanına sahip olan bir platformun avantajları kadar riskleri de var. Yanlış bilgi yayılması, toplumsal kutuplaşma ve mahremiyet ihlalleri, Sosyal Medyaların, etkisini olumsuz etkileyen unsurlar arasında yer alıyor…
Sosyal Medya guruplarının, gençlerimizin, çocuklarımızın, burada bu merkezi rolü, bizim teknolojiyle nasıl bir bağ kurduğumuzu anlamak açısından önemli bir gösterge. Dijitalleşmenin hızlandığı bu dönemde, Facebook, İnstagram ve WhatsApp’ın bizim kültürümüzdeki yerinin önümüzdeki yıllarda nasıl şekilleneceği merak konusu. Ancak bugün için, Facebook, İnstagram, WhatsApp’ın haberleşmenin kalbindeki yerini koruduğunu söylemek, hatta bir bağımlılık halini aldığını görüyorum…