İzmir Fuarı, belki de kurulduğu günden buyana pazar günü akşamı böyle izdiham ve kalabalık görmedi. İnsanlar birbirini ezdi. Ne için derseniz? Fuar Çim Konserinde sahneye çıkan “Yıldız Tilbe’yi” izlemek için…

       Farklı nedenlerden başka ülkelere, başka kentlere gidebilirsiniz. Hiçbiri sizin kendi doğduğunuz, büyüdüğünüz şehir veya köyünüze benzemez. Orada başka hikâyeler yaşanmıştır ama dünya küçüldükçe her ne kadar farklılıklar olsa da sorunların bazı paydalarda birleştiğini görürsünüz. Bir yerin en güzel yanı hep ön plana çıkarılır. Tarihi, dokusu, kültürü hatta mutfağıdır. Mutfak bir odadan fazlasıdır… İzmir’in de birbirinden çeşitli ve yararlı otları ve ot yemekleri, Şevketi bostanı, işte yemek kültürümüzün devamı ve bu yemeklerin pişirildiği tencerelerimiz sergileniyor…

       94. İzmir Fuar’ını gezmeye devam ederken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın Fuar içerisinde değişikliği, yeni eklemeleri “Atlas Pavyonu” Tarihe ışık tutmasıyla, İzmir denildiğinde ulaşımda tek isim “ESHOT”  ve ESHOT tarihinin 1876 tarihinden atlı Tramvay’dan 1954 tarihine otobüse geçiş ve günümüz 2025’e kadar tarihçesini sergilemesiydi. En önemlisi de İzmir ve Ege yemeklerinin mutfak Müzesini hayata geçirip yenilenmiş yüzüyle

Göl Gazinosunun eski yerinde yeni yüzüyle sergilenmesi gerçekten takdire şayandır. Bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemile Tugay’ı kutluyorum…

       Bir mutfak bir evin en temel öğelerindendir. O mutfakta pişen o bölgenin yetişenidir. Geleneklerin bir aynasıdır. Meyve ve sebze isimleri bile o bölgeye hastır. Yemeklerin yapılması, hatta altındaki ateşin derecesine kadar. Bize birçok ipucu verir. Mutfak deyip de geçemezsin. Gizli konuşmaların birçoğu mutfakta olur… Ocakta kahve pişene kadar, neler konuşulur neler…

       Mutfağın hijyeni bile zaman zaman gündemdedir. Mutfakta ne piştiği ve ne servis edildiği de ayrı bir tartışma konusudur. Her pişen servis edilmez. Bazen işin mutfağında neler piştiğini anlamak için epey bir uzmanlaşmış olmak gerek ama her şeyden önce işin mutfağına bakmak gereklidir… Hani derler ya “soğanın acısını yiyen bilmez, ancak onu doğrayan bilir…”

       Mutfağında öğrenmek: “bir işi, o işin en iyi yapıldığı yerde öğrenmek” Çokça siyaset için de kullanılır. İşi mutfağında öğrenen bir siyasetçi her açıdan farklı donanımlara sahip olur ama mutfakta öğrenmek de zor iştir. Vakit ister. Emek ister. Terlemek ister. Bir kez işin mutfağından geçmişsen tüm süreçleri yönetebilme becerisine ve tecrübeye sahipsinizdir…

       Her zaman mutfakta kimin olduğunu bilmeyiz. Bize servis edilen ile yetiniriz. Bazen işi bilen, bazen bilmeyen, kimin olduğu yemeği kim pişiriyor? Ona bakmak gereklidir.  Uluslararası alanda. Ulusal alanda veya yerelde, mutfakta pişirilen ile servis edileni her zaman doğru okuyabilmek bir meziyettir. Mutfakta kimin olduğunu bilirsen kestirmek elbette çok daha kolaydır. Bazen mutfakta ne pişirildiğini anlamak zaman ister. Kokusundan, malzemelerden çıkarılır, anlaşılır diye düşünürüz ama Mutfaktaki şef önemlidir. Dr. Cemil Tugay, Karşıyaka Belediye Başkanlığında çırak, kalfa oldu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığında Ustalığını konuşturmaya başladı. İzmir halkı da bunu hak ediyor…

       İzmir Türkiye’nin 3. Büyük şehrini yönetmek zordur. Zor iştir zor… İzmir’i de bir mutfak olarak görmek gerekir. Mutfağın cinsiyeti yoktur. Ama sağlığın, ekonominin, siyasetin, kültürün, evim dediğin, memleketin kalbi işte orada atar…