Bilgisayar, internet ve dijital işgücü hayatımızda sürekli gelişerek ortaya çıkıyor. Korona virüs sonrası daha da önemli yer tutmaya başladı. Covid-19 virüsü çıktıktan sonra şirketler dijital olarak çalışan personellerini, müşterilerini ve tüm bununla bağlantılı paydaşlarını korumak ve risklerini azaltmaya yönelik çalışmalar başlattılar. Özellikle çok hızlı aksiyon alan çalışanlarını uzaktan bağlantılı olarak evden online olarak çalıştırmaya başladılar. Haftada 3 gün uzaktan çalışmaya olanak tanıdılar…
Hatta önceden bazı şirketler bu teknoloji çalışmalarını yapmış olduklarından sanal çalışma ve iletişimi destekleyen sistemleriyle birlikte bu süreçte hızlı aksiyon alarak risk yönetimlerini ve planlarını daha sağlıklı yaptılar…
Pandemi döneminde çalışanları da karantinada tutarak devasa salgının etkilerini çalışanlarında önlemeyi başaran ve işlerin de sorunsuz bir şekilde devam etmesini sağlayan şirketler dijital olarak kurdukları sistemlerin meyvelerini topladılar. Sanal ve uzaktan yapılan çalışmalarla hangi araçların ve uygulamalarında sistemsel olarak destek oluşturduğunu ve ileride risk oluşturabilecek alanları da ayni zamanda tespit etmişlerdir…
Şirketlerdeki veya iş yerlerindeki mevcut manüel yük ve kâğıt işi gerektirmeyen noktalarda evden ve uzaktan verimli bir şekilde çalışmalar kolaylaştırıldı. Ülkemizde ve dünyada sıkça kullanılan Skype, Cisco, Google Meet, Microsoft Teams, Zoom, vb. Gibi sanal iletişimi sağlayan araçlar kullanılmaktadır. Bu bağlantılarda profesyonel şekilde işlerin devamı sağlamışlardır…
İnsan unsurunu ön planda tutsakta, daha da ileriye gidersek tahmin ettiğiniz gibi endüstri 4,0 yapay zekâ ve nesnelerin interneti, robotik işlemler ile bağlantılı bir dünya bizlere merhaba diyor. Tüm bunların hayata geçip yaygınlaşması tabi ki şüphesiz uzun ve meşakkatli bir süreçten geçiyor. Yine de ilerleyen zamanlarda kaçınılmaz olarak devreye gireceği aşikârdır. EBSO Başkanı ve TOBB Yönetin Kurulu Üyesi Ender Yorgancılar yıllar önce 4.0 ve 5.0’in önemini bir toplantı da anlatmıştı. Dinlediğimde o zaman çok şaşırmıştım ki o dönemde Başkan Ender Yorgancıların anlattıklarını ve işgüçlerinde dijitalleşme için ayrılan bütçeler büyük önem taşıdığını şimdi daha iyi anlıyorum…
Artık karbon iş gücü yerini dijital işgücüne yavaş yavaş bırakmaya başladı. 1990’lı yıllarda hayatımıza giren Mobilite yani bu hızlı dönen teknolojik düzende ve yaşamımızda mobil yaşam ve gelişen akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar vs. Dünyanın küçülmesini ve tüm bilgilere saniyeler içerisinde ulaşmamızı sağlamaktadır. Tanımları, yeni ve farklı departmanlar, yeni şirketler, yeni sektörler, yeni ülkeler her şey etkileşim içerisinde değişme ve farklılaşma göstermektedir. Durum böyle olunca da Mobilite özellikle ‘Y’ ve ‘Z’ kuşaklarının sevgili rüyası oluyor ve onları kendi dünyalarından uyandırarak etkilemeye başlıyor…
Dünyanın geleceği ve küreselleşmenin kaçınılmaz sonu olarak iş modellerinde, organizasyonlarda ve kariyer basamaklarında hep önümüze çıkacaktır. Dünya artık küçüldü her şey avucumuzun içinde. Bir yerden bir yere gitmek çok kolay ve bir o kadar da zor bazen, ama artık dünyada seyahat etmeden dijital dünyada her türlü bağlantıları kurup iletişim kurmak mümkün oldu…
Şirketler küreselleşen ekonomide ve dünyada dijital iş gücü ile Mobilite avantajlarını birleştirmek zorunda kalıyorlar. Bunları yaptıkları sürece rekabet avantajlarını yaratabilip yeni trendleri ortaya çıkaracaklardır. Yenidünya düzenine uyandık artık. Dijitalleşme ve Mobilite hayatımıza girmiş oldu. Yeter ki yararlı kullanalım ve dolandırıcılara yem olmayalım…