Tüm İzmir Halkının değil, Tüm Türkiye’nin yüreğini yakan, Terör örgütleri tarafından beyni yıkanan 16 yaşındaki Lise öğrencisi bir hain tarafından İzmir, Balçova'daki Polis Merkezi’ne silahlı saldırı sonucunda Biri Emniyet Müdürü, iki Polisin şehit olması, 4 kişinin yaralanması derin üzüntü yarattı!

       İzmir Polisinin sıkı denetimleri, yaptıkları operasyonlar sonucunda ülkemizde sürekli silahlı kişiler ve tetikçilerin tutuklanmalarına rağmen, hatta yapılacak suikast girişimleri son dakika önleniyor…

       Polislerimiz bu konudaki asayiş tedbirlerini gözlerini kırpmadan sıkı ve kararlı şekilde yerine getiriyor. Trafik magandaları hız kesmeden çoğalmaya devam ediyor. Yapılan operasyonlarda, sınır kaçakçıları, yakalanmasına rağmen ardı arkası kesilmiyor…

       Özellikle İçişleri Bakanlığı her ne kadar giriş çıkışları sıkı tutsa da öyle anlıyoruz ki ülkeye tetikçiler hala gelebiliyor ve dahası yine

 İnternet üzerinden terör örgütleri kendilerine hala yaşı küçük elemanlar ve tetikçileri örgütleyebiliyor. İçişleri Bakanlığı Siber Şubeler ve personeller tarafından internet siteleri tam kontrol altına alınamadığını görüyoruz. Son İzmir Balçova da ki Polis Merkezine yapılan silahlı baskın da bunu gösteriyor. İstanbul’da yapılan operasyon da 19 İŞID mensubu gözaltına alındı. Bu istihbaratlar önceden bilindiğine göre operasyon yapılsaydı belki İki Polisimiz şehit olmayacaktı…

       Bireysel silahlanmanın çoğaldığını görüyoruz. Özellikle Asayiş ve Terör olaylarında ceza almaları az ve hiç olmayan yaşı küçük çocukların kullanılması ve suça itilmesi de son yıllarda çoğalmaya başlandı. 8 Eylül, Okulların Eğitim ve Öğretime açıldığı gün ve saatte 16 yaşında bir Lise Öğrencisinin karakola silahlı baskın yapması ve İki Polisimizi şehit etmesi, Polisler tarafından çatışmada bacaklarından yaralanması ve Hain Katilin: “Allah'ü Ekber” diye bağırması da İŞID mensubu bir terör örgütünü temsilen yaptığını gösteriyordu. İşte Türk Polisi’nin gösterdiği çaba ve insaniyeti. Polis istese kendi meslektaşlarından iki şehit vermiş Polisler, o haini delik deşik ederdi. Sadece bacaklarından vurarak tesirsiz hale getirmesi de Türk Polisi’nin suçlu da olsa insana verdiği değeri göstermektedir…

       Terör tetikçisi hain katil, bu baskın öncesi sosyal medyadan yayınladığı bir yazıda “Müslümanlar Dünya’da eziyet görüyor” diyor. Dünya’nın gözleri önünde ABD’nin yardımıyla Gazze’de soykırım yapan çocukları, kadınları, sivilleri öldüren İsrail’e gidin eylem yapın. Hiç suçu günahı olmayan Türk Polisini hedef alıp iki Polisi şehit ediyorsun. Sabır, yaa sabır: Türk Polisi’nin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, sabrını test etmeye çalışmayın…

       Hükümet birçok yasal tabanca izni verdi. Bunlar eleştiriliyor. Öyle bir ülke de yaşıyoruz ki eğer kaçak yani kanunsuz tabanca edinmek isterseniz buna anında erişebiliyorsunuz. Bireylerin bunu yasal olmayan yollardan ise, devletin yasal izinleri çerçevesinde doğrusu olacağıdır…

        Her zaman yazdığım gibi yine yazmakta ısrarlıyım, Hükümetin Polis Teşkilatı vazife kanunu ve Polisin dışarıda nöbet tutması kanunlarının değiştirilmesi gerekiyor. Her canımız yandığında aklımıza geliyor sonra unutuyoruz. Son zamanlarda Polis intiharları çoğalmaya başlandı. Polislerin yaptıkları görev saatlerinin değiştirilmesi gerekiyor. Aldıkları maaşları, yaptıkları vazife saatine bakarsanız devede kulak kalıyor. Polis geçim sıkıntısı ve çalışma saatinin çokluğu içerisinde kıvranıyor. 46 yıllık bir Polis Muhabiri olarak gördüklerimi ve duyduklarımı kaleme almaktan da hiçbir zaman çekinmedim. Polis Teşkilatı, Vatandaşın, (Ülkemize gelen yabancılarında) Güvenliğini ve huzurunu temin eden bir görev yapıyor. “Polisime Dokunma” Polisimi koru. Polisimi güçlendir…