Bugun...


VAHAP DABAKAN Pirincin Taşları

facebook-paylas
Kuraklık ve kuruyan su barajları, susuzluk kapıda!
Tarih: 28-08-2025 00:28:00 Güncelleme: 28-08-2025 00:28:00


 SU: Eş zamanlı olarak medya haberlerinde ilk başlıklarına düşen susuzluk haberleri, insanlara ürkütücü gelmeye başladı. Fırat nehri etrafında ve GAP Projesinin bulunduğu Bölgeler su konusunda daha şanslı görünüyor…
       Hatay’da su şebekelerini besleyen Karaçay ve Yayladağı barajlarının doluluk oranı, kuraklık nedeniyle “kritik seviye” olan yüzde 12’ye, İstanbul da yüzde 16 civarına geriledi. İzmir de su barajlarında doluluk seviyesi yüzde 6 seviyesine düştü ve hiç olmayan su kesintileri hafta da bir günden, hafta da bir günden, hafta da üç gün yedi saat su kesintilerine başladı. Türkiye’deki diğer barajların durumları da pek parlak değil…
       Belediyelin, yetkililerin su tasarrufu konusunda uyarılarda bulunmasına rağmen, insanlarda, araba yıkamak, villalarda, ve sitelerde bulunan yüzme havuzlarının suyla doldurulması gibi hoyratça kullanmaya devam ediliyor…
       Şimdilerde baktığımızda ve yaptığımız araştırmalarda deniz kenarlarındaki Otellerde, villalarda bile yüzme havuzu! “Lüks Hayat” sürmek için insanların susuz kalmalarına neden oluyor. Bu havuzu bulunanlar. Deniz suyundan havuzlarını doldursalar, bir nebze susuzluğa katkıda bulunurlar. Gelecek nesillerin emanetlerini su konusunda olsun koruyabilmek adına mutlaka önemli adımlar atılması gerekiyor…
       Su Krizi: Bir Lüks Değil, Bir Sorumluluk Meselesi
Son zamanlarda medya başlıklarına düşen susuzluk haberleri, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu büyük bir tehlikeyi gözler önüne seriyor. Bir yandan şehirlerimizde kuruyan barajların alarm veren doluluk oranları, diğer yandan suyun sorumsuzca ve hoyratça kullanılması, içinde bulunduğumuz durumun vahametini net bir şekilde ortaya koyuyor. Hatay'da yüzde 12'ye, İstanbul'da yüzde 16'ya, İzmir'de ise sadece yüzde 6'ya düşen baraj dolulukları, suyun artık bir “Lüks” değil, korunması gereken “yaşamsal bir emanet” olduğunu hatırlatıyor…
Bireysel İsrafın Gölgesi
       Yetkililerin ve belediyelerin su tasarrufu çağrıları ne yazık ki bazı kesimlerce kulak ardı ediliyor. Oysaki bu çağrılar, sadece bir tavsiye değil, hayati bir uyarıdır. Lüks sitelerde ve villalarda yüzme havuzlarının doldurulması, otomobillerin saatlerce suyla yıkanması, adeta bir “su şöleni” gibi görünebilir. Ancak bu israf, geleceğimizi kurutuyor. Deniz kenarında bile havuz yapma ve içme suyuyla doldurma tercihi, ne yazık ki “lüks hayat” adı altında su kaynaklarımızı hiçe sayan bir zihniyeti gösteriyor. Deniz suyunun tuzluluğu ve zararlı etkileri gibi teknik zorlukları olsa da, bu durum, içme suyu kaynaklarının bu kadar kolay harcanmasının ne kadar büyük bir yanlış olduğunu kanıtlıyor…
Su, sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de hakkıdır.  
       Atalarımızdan bize miras kalan bu kaynak, bizden sonraki kuşaklara temiz ve yeterli bir şekilde devredilmelidir. Suyun hoyratça harcanması, aslında çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğinden çalmaktır. Suyun kıymetini anlamak ve ona saygı duymak zorundayız…
       Unutmamalıyız ki, su biterse hayat biter. Su kriziyle mücadele etmek için sadece devletin veya belediyelerin adımlar atması yeterli değildir. Her bir bireyin bu sorumluluğu üstlenmesi gerekir. Muslukları kontrol etmek, duş süresini kısaltmak, gereksiz su kullanımından kaçınmak gibi basit ama etkili adımlar, bir damla da olsa suya katkıda bulunmaktır. Bilinçli ve duyarlı bir toplum olarak su tasarrufunu bir yaşam biçimi haline getirmeliyiz. Fabrikaların zehirli atıklarını kontrol altına almak da nehir ve temiz suyumuzu korumaktır. Bu konuda atılabilecek adımları günlük hayatınızda da su tasarrufu için neler yapabileceğinizi düşünebilirsiniz…
 


Bu yazı 1683 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI